Tren yolculuğu sırasında Birlik Başkanımızın telefonda ne konuştuğunu dinlemek üzere, diğer koltuklar boş iken özellikle yerini değiştirip, hemen önündeki koltuğa oturan ve iki koltuğun arasından konuştuklarını dinlemeye başlayan yolcu, “yalan söylüyorsun, polis kimseye zarar vermiyor, hem bunları söyleyeceksin hem de bizim yaptığımız hızlı trene bineceksin, bunları söyleyeceksen kara trene bin” diye sözlü saldırıda bulunmuştur. Yani anılan yolcu, telefon konuşmasının sesinden rahatsız olmamıştır; dinlemek için özel gayret sarf ettiği konuşmanın içeriğine müdahaleye teşebbüs etmiştir. Müdahalenin amacı, taciz etmek ve olay çıkarmaktır.
Sözlü saldırının amacına ulaşmamasını teminen, “insanların telefonda konuştuklarına müdahale edemezsiniz” denildikten sonra, karşı tarafın bütün çabasına rağmen kendisiyle muhatap olunmamıştır.
Planlı şekilde başlatıldığı ve kurgulandığı heyetçe hemen anlaşılan saldırının trenin varış noktasında da devam ettirileceğinden şüphe edilerek, Birlik Başkanımız ve yanındakiler bir önceki istasyonda trenden inmiştir. Bu sırada anılan “yolcu”nun telefonda konuştuğu bir şahsa “hay Allah trenden iniyorlar” diyerek soğukkanlı bir şekilde bilgi verdiği duyulmuştur.
Saldırının önceden kurgulanmış olduğunun bir diğer kanıtı, yolcu listesinde adı geçen ancak son anda seyahate katılmayan bir yönetim kurulu üyemizin de adının, trende olaya karışmış gibi haberde sunulmasıdır.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu’nun din, vicdan ve ibadet hürriyetine koşulsuz saygı duyduğu, toplumsal kesimleri birbirine düşman etmeye yönelik bütün girişimlere karşı ise etkin mücadele verdiği Türkiye kamuoyu tarafından bilinmektedir. Esasen Başkanımıza yönelik bu saldırının “başörtülü kadına hakaret” şeklinde haberleştirilmesi, toplumu birleştiren ve kucaklayan bu yapıcı tutumdan duyulan rahatsızlığın ifadesidir.
Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.
Türkiye Barolar Birliği Basın Müşavirliği