DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ
Tarih: 12.12.2014 | Okunma Sayısı: 3194

BASINA VE KAMUOYUNA

10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edilmesinin üzerinden 66 yıl geçmiştir. Geçen yıllar içerisinde insan hakları konusunda birçok gelişme olmuştur. Sadece insan olmaktan kaynaklanan hak ve özgürlüklerin kullanılması ve yeni hakların tanınıp yaygınlaşması yönünde önemli kazanımlar olmuştur. Bu kazanımlar insanlığın ortak mücadelesinin eseri ve insanlığın ortak değerleridir. Günümüzde insan haklarına dayanmayan yönetim ve hukuk yapılarında insan haklarını esas almayan hatta dış politikalarında insan hakları duyarlılığı ile hareket etmeyen rejimlerin meşrulukları sorgulanmaktadır.

Gelinen noktada insan hakları demokrasinin ayrılmaz bir parçasıdır; insan haklarının olmadığı yerde demokrasinin varlığından söz edilemez. Dünyanın birçok yerinde özellikle de Ortadoğu coğrafyasında yaşanan gelişmeler de göstermektedir ki insan hakları evrenseldir ve ikiyüzlülüğü kaldırmaz. Bu nedenle dünyanın en demokratik ve insan haklarına saygılı olduğu varsayılan batı ülkeleri bile Ortadoğu politikaları nedeniyle meşruluklarını yitirme ve insanlığın nazarında mahkûm olma noktasına gelmiştir.

Ancak yurdumuzda ve dünyanın dört bir yanında dini dili ırkı rengi siyasi görüşü cinsiyeti ya da başkaca özellikleri yüzünden insanların baskı ve şiddete maruz kaldığı da bir gerçektir. Gelir dağılımı ve soysal gelişmişlik düzeyindeki eşitsizlikler bu durumu daha da körüklemektedir.

Ülkemizde olumlu gelişmelerin olmasına rağmen genel durumun iç açıcı olduğu söylenemez. Yargı paketleri adı altında tüm yargıyı dizayn etme çabaları, çekişmelerin gölgesinde saygınlığını ve etkinliğini yitirmiş, tarafsızlığından ve bağımsızlığından şüphe duyulan bir yargı sisteminin oluşmasına sebep olmaktadır. Uzun yargılama süreleri ve torba yasalarla tüm sistematiğini kaybetmiş adeta tanınamaz hale dönüşmüş kanunlar, Türk insanın adalet duygusunu zedelemektedir. Avrupa insan hakları mahkemesinde en çok adil yargılanma hakkını ihlal eden ülke olarak birinciliği hiçbir ülkeye kaptırmamamız bu durumun açık göstergelerinden birisidir.

Daha önceki yıllarda birer ikişer işçinin ölümü ile sonuçlanan iş kazalarının 2014 yılı içerisinde kitlesel ölümlere sebebiyet verecek hal alması da göstermiştir ki Anayasada ve yasalarda tanımlanmış bulunan çalışma hakkı gibi bir temel hak dahi insan hakları ihlali haline gelebilmektedir. Binlerce taşeron işçinin mahkemelerce kabul edilmiş muvazaa kararına rağmen kadroya alınmaması da çalışma hakkının kalkınma adına kar hırsına kurban edildiğini göstermektedir.

Çevre hakkı ihlalleri de ciddi bir gündem oluşturmakta HES ya da termik santral yapımı için doğal hayat rahatlıkla feda edilebilmektedir. Son günlerde gündeme gelen ilimizde yapılmak istenen termik santraller de çevre hakkının açık ihlallerindedir. Enerji ihtiyacını gidermek için ucuz yolu izlemek adına halka rağmen ve halka karşı planlanan her türlü kirli enerji yatırımı derhal sonlandırılmalı ve gerçekleşmesi bir zaruret ise samsunun geleceğine dair yapılan turizm ve sağlık yatırımlarına paralel temiz enerjiye yönelik yatırımlar teşvik edilmeli ve samsun halkının sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama hakkı ihlal edilmemelidir.

Bütün bu olumsuz tabloya rağmen insan hakları gün be gün gelişmektedir. Tüm toplumun özellikle sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki duyarlı ve karalı tutum ve tavrı insan hakları mücadelesinin temelini oluşturmaktadır. Samsun barosu olarak her zaman insan haklarının savunucusu ve insan hakları için uğraş veren herkesin en büyük destekçisi olacağımızı bildirir saygılar sunarız.

Av. Uğur ASLAN
Samsun Barosu
İnsan Hakları Komisyonu Başkanı

 

23.11.2024
AV. PINAR GÜRSEL YILDIRAN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.